Kendinizi ve Selvi Örme’yi tanıtır mısınız?
Ben Erol Selvi… 1969 yılında babam Ramazan Selvi, memleketimiz Diyarbakır’dan İstanbul’a gelerek tekstil işinde çalışmaya başlamış. 1990 yılına örme sektöründe çalışan babamız iyi bir örme ustası olarak, Selvi Örme’yi kurdu ve kendi örme fabrikamızı açtı.
Ben de 1995 yılında bu mesleği babamdan devraldım ve aktif olarak bu tarihten itibren sektörün içindeyim. 2003 yılında Zeytinburnu’ndaki yerimizi açtık ve Merter esnafıyken buraya yerleştik. 20 yıldan bu yana da kumaş sektöründe faaliyet gösteriyoruz.
BU MİRASI ÇOCUKLARIMIZA DEVRETMEK İSTİYORUM
Babanızdan aldığınız mirası geleceğe nasıl taşımayı planlıyorsunuz?
Dediğim gibi bu mesleği babamdan devraldım. Her geçen gün teknoloji değişiyor ve gelişiyor. Çağa ayak uydurmak ve ona göre çalışmalarımızı yönlendirmek için elimizden geleni yapıyoruz. Ama bu mesleği günümüzden geleceğe taşıyacak olanlar aslında evlatlarımız. Bende babamdan aldığım bu mirası evlatlarıma bırakmak istiyorum. Umarım Selvi Tekstil nesilden nesile devam eden bir kuruluş olmaya devam eder.
TEK ÖZEL HAYATIM AİLEM, DOSTLARIMIZ VE BEŞİKTAŞIM!
Özel hayatınıza nasıl zaman ayırabiliyorsunuz?
Aile bizim için hayatın varoluş nedeni. Bende kötü alışkanlıklardan uzak duran, boş vakitlerini ailesine, çoluk çocuğuna adayan bir adamım. Zaten herkes gibi ben de daha güzel bir gelecek için, ailem için mücadele veriyorum. Bu yüzden de tüm tatil fırsatlarını ailemle değerlendiriyor, onlarla tüm boş zamanımı geçiriyor, ailemle birlikte anın tadını çıkartmaya çalışıyorum. Tabi dostlarımız, arkadaşlarımız var. Onlarla çeşitli haftasonu aktiviteleri de gerçekleştiriyoruz. Güzel oluyor. Haftanın tüm yorgunluğunu atmaya ve yeni haftaya zinde başlamaya gayret ediyoruz.
Çocukluğumdan bu yana koyu bir Beşiktaş taraftarıyım. Beni dayım Beşiktaşlı yapmıştı. Ofisimde de tuttuğum takıma dair objeleri görmeniz mümkün. Kendi çocuklarıma da Beşiktaş sevgisini aşıladım. Fırsat buldukça da kombine biletimizle maçlara gideriz.
İşte benim tek özel hayatım ailem ve Beşiktaş…
20 SENEDE ÇOK ŞEY DEĞİŞTİ
Yaklaşık 20 yıldır Zeytinburnu’ndasınız. Son 20 yılı nasıl değerlendirirsiniz? Neler değişti?
20 çok uzun bir süre. Bu süre zarfında ayakta kalmak, çağa ayak uydurmak, istihdam sağlamak ve bu istihdamı korumaya çalışmak, sektörün getirdiği zorluklarla mücadele etmek. Hepsi gerçekten çok zordu. Ancak bunlar bir hayat mücadelesinin parçaları.
1990 ile 2005 yılları arasında Zeytinburnu’nda kötü bir imaj vardı. Siyasi olaylardan, politik hareketlerden ve particilik tavırların tavan yapmasından dolayı ciddi sorunlar vardı ve ihracatçı ile masaya oturduğunda, “Zetinburnu’ndan geliyoruz” dediğin zaman, karşındaki iş adamının bakışı ve tavrı değişiyordu.
Şimdilerde ise durum çok değişti. Zeytinburnu’nun atladığı çıtayı bugün Türkiye’de tekstili ile öne çıkan pek çok şehir atlayamadı. Bugünlerde Zeytinburnu’ndaki tekstilciler, parmakla gösterilen, işini doğru ve kaliteli yapan, köklü, güvenilir daha da ötesinde pek çok ihracatçı firmanın elindeki kumaşlardan daha kaliteli kumaşlara sahip firmalardan oluşuyor.
Bu da Zeytinburnu’ndaki ticari sirkülasyonun çok yoğun olmasını sağlıyor. İnanılmaz rakamlarda ticaretler yapılıyor, ihracat yapılıyor, istihdam sağlanıyor ve ülke ekonomisine ciddi derecede katkı sağlanıyor. İşte bu yüzden de son 10 yıldır büyük ihracatçıların pek çoğu Zeytinburnu’ndan kumaş alıyor.
Zeytinburnu esnafının prestiji çok büyüdü. Daha kaliteli ürün çıkartarak, müşteriye daha iyi hizmeti sunmak için kendisini geliştirerek ciddi yol kat edildi.
KRİZİ ETİK DIŞI FIRSATA ÇEVİRMEYE KALKANLAR ÜLKE EKONOMİSİNE ZARAR VERİYOR!
Ancak son 2 yıldır yaşadığımız sıkıntılar, 20 yıldır yaşadığımız sıkıntıların çok ötesine geçti. Kovid-19 salgını ile birlikte tüm dünyada yaşanan ekonomik sorunların dışında ham madde üreticilerinin bir kısmı, gereksiz ve anlamsız yere yaptıkları zamlarla Zeytinburnu esnafına büyük çile çektiriyor.
Bu firmaların aşırı para kazanma hırsı, sektörün daralmasına ve iş hacminin düşmesine neden oluyor. Yapılan zamlarla karlılık ve yatırım oranlarının nasıl düştüğünü gözlerinizle görmeniz son derece mümkün.
Sorun sadece zamlar değil. Aslında zamları tetikleyen, bu bölgede yaşanan krizin büyümesine neden olan asıl olay ise, ham maddenin potansiyel müşteri noktalarına satılıyor olması. Ham madde Zeytinburnu esnafının ihracat yaptığı Türki devletler, Balkanlar, Ortadoğu, Rusya, Beyaz Rusya ve Gürcistan’a satılmaya başlanınca sorunlar zirve yapmaya başladı.
Sanayici, esnafın kar marjlarını resmen doğramaya başladı desek yeridir. Bu nedenle de biz fiyat tutturmakta çok zorlanıyoruz. Müşteri var, kalite var, mala talep var ama sorun fiyat tutturmakta. Bu sorun nereye kadar böyle devam eder bilemiyorum. Ancak pek çok firma entegre tesis kurarak iplik ve boyadaki, ham maddedeki bu suni artışın önüne geçip, sorunun önüne geçmeye çalışıyor.
Bu ne kadar doğru, bunu zaman gösterecek. Ama benim düşüncem entegre tesislerin artışıyla piyasada rekabet ortamı da artacak ve fiyatlara yansıyarak 2-3 yıl öncesine geri dönülecek. Pandemiden önce uzak doğudan bile 5 Dolar’a gelen ham madde likra gibi şimdilerde 25 Dolar’a kadar çıktı. Burada açıkça görüyoruz ki yaşanan bu sağlık sorununu fırsata çevirip, ürünü kara borsada satarak fırsatçılık yapmak isteyenler var. Allah’tan içeri mal girmeye başladı da fiyatlar 12-13 Dolar’a kadar geriledi.
ZEYTİNBURNU TÜRK TEKSTİLİNİN MERKEZLERİNDEN BİRİSİDİR!
Genelleme yaptığımız Türkiye’de tekstil gelişmeye ve geliştikçe de yeni ürünler çıkartıp kaliteyi arttırmaya devam ediyor. Zeytinburnu ise Türkiye’nin tekstil anlamında merkezi noktalarından birisi oldu hiç kuşkusuz.
Az önce söylediğim ham madde/ entegre tesis sorunu tüm ülke genelinde yaşanan bir sorun. İhracatı arttırabilmek ve daha yeni pazarlara açılabilmek için öncelikle fiyat sorununu çözmemiz gerekiyor. Kumaşı ne kadar kaliteli yaparsan yap, en zorlanılan aşama fiyat aşamasıdır.
Zeytinburnu’nda esnafı, kobileri şöyle bir dolaşın. Göreceksiniz ki bir kalem kumaştan 40-50 renk stoğu olan firmalarımız var. Bu çok önemli bir durum. Pek çok entegrenin elinde bile bu kadar çok renk çeşidi yokken Zeytinburnu’nda bu çeşitliliği bulmanız mümkün. Hem kalite, hem stok hem de renk çeşitliliği açısından Zeytinburnu örme kumaş sektöründe ülkenin devleri arasına girmiş bir bölgedir.
İYİ Kİ ZETSİAD’I KURMUŞUZ!
Zeytiburnu esnafının en büyük eksikliğini hissettiği şey bence Zetsiad’dı. Ben de bu derneğin kurucularından biri olarak, böylesi önemli bir derneğin varlığından gururluyum. Mustafa başkanımızın çalışmalarından da çok memnunuz. Zetsiad kendisini her geçen gün geliştiren bir dernek. İlk kurduğumuz günden bugüne kadar çok önemli mesafeler alındı. Çağa ayak uyduran bir sivil toplum örgütü olmanın yanı sıra sosyal faaliyetlerle de ilerleyen dönemlerde bizleri çok güzel temsil edeceğinden hiçbir şüphem yok. Bu tür sivil toplum örgütleri ve iş insanlarının kurduğu dernekler, bulundukları yerlere çok şeyler kazandırırlar maddi manevi. Biz de kısa sürede ZETSİAD’ın bu değerleri kazandıracağından eminimiz ve bunu da yapılan çalışmalarla görüyoruz.